SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SEWM

<< 936 >>

باب: ما يذكر من صوم النبي صلى الله عليه وسلم وإفطاره.

53- Nebi s.a.v.’in Orucu Ve İftarı Hakkında Zikredilenler

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا أبو عوانة، عن أبي بشر، عن سعيد، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال:

 ما صام النبي صلى الله عليه وسلم شهرا كاملا قط غير رمضان، ويصوم حتى يقول القائل: لا والله لا يفطر، ويفطر حتى يقول القائل: لا والله لا يصوم.

 

[-1971-] İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ramazan ay'ı dışında hiçbir ay'ı tam olarak oruçlu geçirmemiştir. O, "vallahi galiba bir daha orucu bırakmayacak" dedirtecek kadar oruç tutar, "vallahi galiba bir daha oruç tutmayacak" dedirtecek kadar orucu bırakırdı.

 

 

حدثني عبد العزيز بن عبد الله قال: حدثني محمد بن جعفر، عن حميد: أنه سمع أنسا رضي الله عنه يقول: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يفطر من الشهر حتى نظن أن لا يصوم منه، ويصوم حتى نظن أن لا يفطر منه شيئا، وكان لا تشاء تراه من الليل مصليا إلا رأيته، ولا نائما إلا رأيته.

وقال سليمان، عن حميد: أنه سأل أنسا في الصوم.

 

[-1972-] Enes r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ay içinde öyle iftar ederdi ki (günlerini oruç tutmaksızın geçirirdi ki) bir daha oruç tut­mayacağını zannederdik. Öyle oruç tutardı ki o ay içinde bir daha iftar etmeyeceğini zannederdik. Geceleyin onun namaz kılmasını görmeyi İstesen mutlaka görürdün, uyuduğunu görmek istesen de mutlaka görürdün.

 

 

حدثني محمد: أخبرنا أبو خالد الأحمر: أخبرنا حميد قال: سألت أنسا رضي الله عنه، عن صيام النبي صلى الله عليه وسلم فقال: ما كنت أحب أن أراه من الشهر صائما إلا رأيته، ولا مفطرا إلا رأيته، ولا من الليل قائما إلا رأيته، ولا نائما إلا رأيته، ولا مسست خزة ولا حريرة ألين من كف رسول الله صلى الله عليه وسلم، ولا شممت مسكة ولا عبيرة أطيب رائحة من رائحة رسول الله صلى الله عليه وسلم.

 

[-1973-] Humeyd şöyle demiştir: Enes'e Nebi'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem orucunu sordum o şöyle dedi: Ay içinde onu oruçlu görmek istesem görürdüm. Oruçsuz görmek istesem mutlaka görürdüm. Geceleri namaz kılarken görmek istesem görürdüm, uyurken görmek istesem mutlaka görürdüm. Resulullah'ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem avucundan daha yumuşak bir ipeğe asla dokunmadım. Resulullah'ın kokusundan daha güzel bir misk koklamadım.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisler Hz. Nebi'in oruç ve gece namazı konusunda farklı du­rumları bulunduğunu göstermektedir. Bazen gecenin başında bazen ortasında bazen de sonunda namaz kılardı. Yine bazen ayın başında bazen ortasında ba­zen de sonunda oruç tutardı. Gece vakitlerinden bir vakit onu namaz kılarken görmek isteyen yahut ay içinde oruçlu görmek isteyen illa ki onun namaz kıldığı ve oruç tuttuğu vakte rastlardı. Haberin manası budur. Bu haber, Hz. Peygam­ber'in sürekli oruç tuttuğu ve tüm geceyi namaz kılarak geçirdiği anlamına gel­mez. Hz. Aişe'nin önceki konuda söylediği şu söz bununla çelişmez: "Namaz kıldığı zaman buna devam ederdi". Daha sonra gelecek konuda ise "onun ameli sürekli idi" denilmektedir. İşte ele aldığımız hadisler bunlarla çelişmez. Çünkü bununla kastedilen Hz. Nebi'in mutlak olarak kıldığı nafileler değil düzenli olarak yaptıklarıdır. İki hadis bu şekilde uzlaştırılmaktadır. Uzlaştırılmazsa görü­nürde aralarında çelişki vardır.

 

Bu hadis, Hz. Nebi'in hem yaratılış (fizikî özellikler) hem de ahlak ba­kımından en üstün niteliklere sahip olduğunu göstermektedir. O, olgunluğun tümü, yüceliğin zirvesi, güzelliğin özüdür. Bu hadisin içerdiği diğer hususlar Hz. Nebiin Niteliği konusunda gelecektir.[3561. hadis.]

 

 

Hadisten Çıkan Bazı Sonuçlar

 

1- Bu iki hadis, her ay nafile oruç tutmanın müstehap olduğunu, mutlak nafile orucun yasak olan vakitler dışında belirli bir vaktinin bulunmadığını gösterir.

 

2- Hz. Nebi tüm seneyi oruçlu geçirmemiştir. O, bu konuda kendisine uyulup da ümmetine zorluk çıkarmamak İçin bunu terk etmiş olabilir. Oysa bu­nu yapmaya kalkışsaydı yapabilecek kudret kendisine verilmiştir. Ancak o ibadet konusunda orta yolu tutmuştur. Bazen oruç tutmuş, bazen tutmamış, bazen gecenin bir kısmında namaz kılmış bazen de kalkmamıştır. Gecenin tümünü namaz kılmakla geçirdiği görülmemiştir, Mühelleb buna işaret etmektedir.

 

İbn Abbas'ın hadisi, işiten kimse açısından haberi pekiştirmek maksadıyla ortada inkar eden kimse bulunmasa bile yemin etmenin caiz olduğunu göster­mektedir.